Basitçe öğrenmeyi, bir bilgiyi alıp işimize yaradığı bir anda da çekip çıkarmak amacıyla yanımızda –beynimizde- bulundurmak diye tanımlayabiliriz. Ancak gerçekte konu bu anlatım kadar basit gerçekleşmez.

Beynimizde olan biten.

Beyni içiçe geçmiş üç bölüm diye düşünelim. Ortadaki bölüm hipokamp hafızanın merkezi ve hangi bilgilerin saklanıp saklanmayacağına karar veriyor. Bu bilgileri kısa ya da uzun süreli hafızalara yolluyor. Kısa süreli hafızaya yollanan bilgiler 30 dakika saklanırken, uzun süreli hafızaya yollanan bilgiler 24 saat kadar saklanabiliyor.

Hipokamp neye göre karar veriyor?

Merak duyduğumuz, ilgilendiğimiz, önemsediğimiz ya da duygularımızı uyandırabilen olaylardan gelen bilgiler yüksek frekanslı elektrik sinyalleri oluşturup kaydedilebiliyor. Ancak merak duymadığımız ve duygu uyandırmaktan uzak olaylar düşük frekanslı sinyaller oluşturuyorlar ve bu bilgiler kaydedilemiyorlar. Bu kayıt gerçekleşebildiğinde ise dış bölüm olan “korteks” e yapılıyor.

Korteks beynimizin düşünen, işleyen, analiz eden, meraklı, kaşif, planlar yapan bölümü. Kapasitesi ise sınırsız kabul ediliyor.

Duygularımızı uyandırabilen olaylardan doğan bilgiler ancak hipokampın yazım izni vermesi ile kortekse yazılabilir.(Caine & Caine 2002)

Evet ilk kuralımız burada ortaya çıkıyor. Öğrenmenin başlaması için ilk kuralımız beynin işlem biyolojisinin bize söylediği çok net bir kural.

İnsanlar ancak duyguların uyanması ile ilgilenebilir, verileri anlamlandırabilir, ve öğrenebilir. Duygu uyanması gerçekleşmeden alınan bilgiler anlamsız, gereksiz ve yersiz olarak sınıflandırılır ve kaydedilmez. Yok olur.

 

Sorularla bitirelim:

Son bir yılda bulunduğunuz eğitim/öğretim ortamlarından ne kadarı sizin duygularınızı önemsiyordu?

Mekanın tasarımı, eğitmenin yaklaşımı, içeriğin tasarımı sizin duygularınızı uyandırmaya yönelik miydi?

Bulunduğunuz ortamda hissettikleriniz geçmişteki hangi benzer durumlardaki hangi duygularınızı hatırlatıyordu?

Eğitmen sizin duygularınızı harekete geçirmek, sizde merak ve ilgil uyandırmak için çaba sarf etti mi? Bu çabasında başarılı olabildi mi?

Öğrenme için kurallarımıza ve öğrenme tarzlarımıza devam ederken bir başka önemli konu olan “Bilgilenme ve Öğrenme arasındaki fark” a da bir sonraki yazımızda değineceğiz.